YENİDÜNYA DÜZENİ

YENİDÜNYA DÜZENİ

01.01.2021

Dünyanın hatta insanın, yeni bir düzene geçeceği konusu sürekli olarak konuşulmaktadır. Fakat bu düzenin ne ve nasıl sorularının cevapları verilememektedir. Bu soruların cevapları, bir yerde ve net bir şekilde yazılı değildir. Bunların cevapları; insanlığın kafa katmanındadır. İnsanlığın kafa katmanını; zihinsel antropolojik tarihsel gelişim sürecini, bugün ulaştığı aşamayı bilmekle mümkündür. Bu işlem; uzun, zor, yorucu bir çalışma ve düşünmeyi gerektirir. Bu alanda belirli bir bilgi birikimi gerektirir. Biz, bu yazımızda, edinebildiğimiz kadarıyla, insanlığın kafa katmanının, “yenidünya düzeni” hakkındaki ipuçlarını aktarmaya çalışacağız.

 

Felsefe ve Bilim

İnsanlık; insanlığın ürünü olan felsefe ve bilimin ürünüdür. İnsanlık, kendi dünyasını, evrenini ve hatta insanını bunlarla yaratmak istiyor ve yaratıyor. Son hedefine ulaşana kadar felsefe ve bilime ihtiyacı olacaktır. Çünkü şimdi bilimin yetersizliği nedeniyle yaratamadığı şeyleri, yaratabilmesi için bilimin gelişmesi gerekiyor. Bilimin gelişmesi için felsefenin gelişmesi şarttır. Felsefe yoksa bilim de yoktur. Çünkü felsefe, bilimin gittiği yolu açan dozerdir.

 

Yeni Düzen; Teknoloji

İnsanlık tarihinde hiçbir yenilik aniden olmamıştır. Bütün yeni düzenler, geçmişin birikiminin ve gelişiminin ürünü olmuştur. Ancak, yeni egemen olan düzenin, bazen asırlar alan haberci ipuçları verilmiştir. Şimdi de teknoloji düzenine geçiliyor. Fakat en az iki asırdır bu teknolojik değişimin ipuçları verilmiştir. İnsanlık bu teknolojiyi boşuna icat edegelmiyordu. Bütün değişimler, o ana kadarki felsefe ve bilimin ulaştığı düzeyle olmuşlardır. Felsefe ve bilimin ulaşmadığı aşama uygulanamaz. O nedenle önümüzdeki değişimleri öngörebilmek için, felsefe ve bilimin halihazırda ulaştığı düzeyi bilmek gerekir.

 

Sorun Nedir; Dünya Alarm Veriyor

Dünya alarm veriyor. Dünya, insanın yaşayabilmesi için uygun olmaktan çıkıyor. Ozon tabakasının delinmesi nedeniyle iklimin bozulması, dolayısıyla insan yaşamına uygun olmaktan çıkması en büyük sorun olmaktadır.

 

Fiziksellik ve Teknoloji

İnsanlığın ürünü olan teknoloji sayesinde, fiziksel insana artık ihtiyaç giderek azalmaktadır. Şimdilik insanın bedenine değil, sadece beynine ihtiyaç vardır. Artık bedensel iş yapılmıyor.

 

“Tanrının sistemi biyoloji, insanlığın sistemi ise teknolojidir.”

 

Teknolojinin Egemenliği

Ölümsüzlük

Teknolojinin egemenliği kurulacaktır. İnsanlık, doğal olan her şeye düşmandır. Çünkü doğal olan şey; bozulcul ve ölümcüldür. Biyolojik malzeme ve mekanizma bozulunca onu ne beden ne de insan tamir edebiliyor. İnsan, tamir edebildiği hatta ölmeyen insan üretmek istiyor.

“İnsanlığın ulaştığı bugünkü akıl çapı, ölümü insana yakıştıramıyor.”

 

Ayrıca insan, her şeyin, kendisinin ürünü olmasını istiyor. O nedenle sürekli doğal şeylerin teknolojik alternatifini üretmeye çalışıyor. Hatta insanın da teknolojik olanını üretmek istiyor. İnsan, biyolojik yapıdan çıkarılacak; ilk etapta androjen ve biyonik yapılacaktır. Neticede teknolojik insan olacak. Zaten insan, doğanın biyolojik ürünü değil, insanın ürettiği lojik yapıdır.

 

İşsizlik

Teknolojinin, özellikle yazılım nedeniyle otomasyonun egemenliği neticesinde; fiziksel çalışan ve pratisyen olan insanlar için en önemli sorun işsizlik olacaktır. Bu sorunun çözümü yoktur. Tek çözüm, insan nüfusunun azaltılmasıdır. O nedenle işsiz kalanlar, ömürlerini tamamlayıp bu dünyadan gidene kadar sadece karınları doyurulabilecektir.

 

İnsan Dünyaya Niçin Gelecek?

Şu ana kadar insan, dünyaya niçin geldiğini sorgulamamıştır. Çağımıza kadar, din egemen olduğu için, insanın dünyaya gelişinin amacının, ahret için olduğu söylenirdi. Ama şimdi, bu amaç değişmiştir. Geçmişte, savaşlarla birbirlerini öldürmek için dünyaya geliyorlardı. Şimdi savaşın yokluğu ve teknoloji nedeniyle insana ihtiyaç kalmamaktadır. Buna dayalı olarak soru; insan bundan sonra dünyaya niçin gelecektir?

 

İnsan, doğayı, insana uygun yapabilmek için dönüştürmek anlamında tahrip ediyor, tüketiyor, öldürüyor. İnsani olması için bunu yapması gerekiyor. Doğallık ve insanlık birbirine uymuyor. Peki doğanın, bu dönüşüme tahammülü var mıdır?

 

Geçimin Sağlanması

İnsanların Yaptıkları İşler

Dünyada şu anda 8 milyar insan bulunmaktadır. Peki bu insanlar ne yapıyorlar? Zorunlu ömürlerini tamamlamak için geçinmeye çalışıyorlar. Peki yaptıkları işler nelerdir? Birbirlerinin geçimlerini sağlayan işlerdir. İşte bir sorun buradadır. Kendi istekleri dışında dünyaya geliyorlar, zorunlu ömürlerini tamamlamak için geçimlerini sağlamak zorunda kalıyorlar. Peki kim sağlayacak bunların geçimini? 8 milyar insana bakmak, kimin görevidir? Başkası, ona iş verecek. Neden başkası ona iş versin ki? Kim iş verecek? Ayrıca ne tür iş verecek? Yani çocuğu dünyaya getirmeye, ana-baba denilen başkası karar veriyor, geçimini ise, başkaları iş vererek sağlamak zorunda kalıyorlar. Bu geleneksel durum da sonlanacaktır.

 

İklimin ve Ekolojinin Bozulması

Canının Derdine Düşmek

İnsanların geçimlerini sağlaması, dünyanın iklimini ve ekolojisini bozuyor. Dünyanın, varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan biyolojik, jeolojik ve atmosferik doğal kaynaklarını tüketiyor. Dünya, giderek hızla canlılar için yaşanamaz hale geliyor. Peki böyle devam ederse insan dünyada yaşayamayacaktır. Çünkü su, enerji, hatta hava tükenecektir. Bu nedenle kıyametin kopmasını ve işkencesiz toptan ölmelerini isteyeceklerdir. Ama ne kıyamet kopacak ne de öyle bir anda ölebileceklerdir. Artık bundan sonra bütün insanlar, canlarının derdine düşeceklerdir.

 

İnsanlığın Kafa Katmanı

İnsanlığın kafa katmanı, süper güç dahi olsa devletleri yöneten politikacılar değildir. Politikacılar ve diğer yöneticiler, insanlığın el-kol katmanını oluşturan pratisyenlerdir. Onlar, teorisyenlerin ürettikleri teorileri pratiğe dökerler. Çünkü onlar, teori üretemezler. Onların pratiğe döktükleri şeylerin mutlaka teorileri ve bunları üreten teorisyenleri vardır. Kimdir insanlığın kafa katmanını oluşturan bu teorisyenler? Kısaca onlar; bilimlerin teorisyenleri ve filozoflardır.

 

İnsanlığın Geleceği ile İlgilenmek

Kafa katmanı, dünyanın ve insanlığın geleceğinin sorumluluğunu üstlenmiştir ve bu konuları düşünüyor. Bütün canlılarda öyle değil midir? Her canlının bedenindeki kafa katmanı, o bedenin varlığını sürdürmekle görevlidir. İnsanlık da böyledir. “İnsanlık için bir şeyler yapanlar arasında Türkiye var mıdır?”

 

İnsan Türünün Varlığını Sürdürmek

Şimdiye kadar insanlar, savaşlarla birbirlerini yok ediyorlardı. Yani insanın dünyaya gelmesinin nedeni, birbirlerini yok etmek için miydi? İnsanlar, milletlere bölünerek birbirlerini yok ediyorlardı. Yani dünyaya sadece bir millet insanın sahip olması amaçlanıyordu. Bu durum, doğal bir durum olabilir. Çünkü bitki ve hayvan dahil bütün canlılar, doğal içgüdüsel programlanma nedeniyle dünyaya sadece kendileri sahip olmak isterler. İnsan da öyle davrandı. İnsan türünün varlığını sürdürmekten, kendi soyunun varlığını sürdürmeyi anlıyordu, tıpkı bitki ve hayvanlar gibi. Fakat günümüzde bir grup insanla değil, insan türünün varlığını sürdürmekle insanın türünün varlığının sürdürülebileceği anlayışına gelindi. İnsanların sayısının artması, insan türünün varlığını sürdürmeye engel teşkil ediyor artık. Fakat çağımıza kadar insanlık, türünün varlığını sürdürme endişesini ilk kez şimdi taşımaya başladı.

 

Yapay Sistemle Üremek

Bütün canlılar, türünün varlığını sürdürmek üzerine biyolojik olarak proğramlıdırlar. Bu varlık sürdürmesini, doğal üreme ile sağlıyor. İnsanın bedeni de öyledir. Artık insan, kendi isteğiyle dünyaya gelecektir. Çünkü insanlık, genleriyle oynayarak, ihtiyaç duyduğu insanı dünyaya getirecektir. Gelen kişi işsiz kalmayacaktır. Bunu yapabileceğini teknoloji göstermektedir. Tüp bebek sistemini boşuna bulmamıştı.

 

Konvansiyonel Yapıya Son

Her alanda her türlü konvansiyonel ve geleneksel yapılara son verilecektir. İnsanlık adına, eski konvansiyonel anlayış olan; devletler arası ekonomik ve askeri rekabet düşüncesinde olmak sona eriyor. O nedenle yenidünya düzeni denildiğinde, insanın gücünün devletsel veya milletsel el değiştirmesi anlayışı sona ermiştir. Devletler arasındaki ekonomik ve askeri rekabet sona erecektir. Savaş denilen hadise, zaten teorik olarak sonlandırılmıştır, ama pratik olarak da tümden sona erdirilecektir.

 

Zaten kapitalizmde yeri olmayan, zengin olmak ve güç elde etmek için para kazanmak anlayışı sona erecektir. Para kazanmak, artık insanlığın varlığını sürdürmesi yolunda harcanmak için kazanılabilecektir. İnsanlığın varlığını sürdürmesi, uzaydaki varlıkları kullanabilmeye bağlıdır. O nedenle paralar, uzay harcamaları için kazanılabilecektir. Dünyaya uzaydan maden ve su getirilmeye çalışılacaktır. Mars’a yerleşilecektir.

“Eller gider Uzay’a, biz gideriz Mezopotamya’ya”

İnsan nüfusu azaltılacaktır. Çocuğun dünyaya doğal sistemle dünyaya gelmesi sonlandırılacaktır. İnsanın, artık insanın, zorunlu ömrünü tamamlamak için dünyaya gelmesi anlayışı sona erecektir.

 

Teorisyene İhtiyaç

Konvansiyonel “yoğun üretim ve yoğun tüketim” sistemi sona erecektir. Üretilecek kalemlerin azaltılacaktır. İnsanların, ömrünü tamamlamaları için geçinmek amacıyla gündelik ihtiyaçlarını karşılayan işler yapanlar yok olacaktır. İnsanın, insanın pazarı olması sonlanacaktır. İnsanlığın varlığını sürdürmeye katkısı olanlara hayat hakkı tanınacaktır. Bedensel pratisyenliğe ihtiyaç kalmayacaktır. Ama teorisyenliğe ihtiyaç her zaman olacaktır. O nedenle insana sadece beyni için ihtiyaç duyulacaktır. Dolayısıyla zihinsel teorik işler yapanlar hayatta kalacaktır.

 

“İnsanlığın, varlığını sürdürmek için uzayla boğuştuğu bir aşamada hala kendileriyle boğuşmayı aşamayanlara bundan sonra hayat hakkı tanınmayacaktır.”

“Halen geçmişi aşamamış, geçmişin kavgalarıyla kavga edenler.”

“Çağına gelemeyip hala geçmişin dinsel düşünmesinde patinaj yapanlar ayıklanacaktır.”

 

“Bir insan, neden başkasına din vermek ister de para vermek istemez?”

 

 “Dini, parasından daha az değerli olanın verdiği din alınmaz.”

 

“Türkiye, insanlığın ulaştığı bugünkü aşamada, hala binlerce yıl önceki; ezan Türkçe mi Arapça mı okunmalı, patinajında yaşıyor. Her iki görüşü savunanlar çok büyük iş yaptıklarını sanıyorlar. Halbuki yaptıkları iş, insanlık entelektüel piyasasında değersizdir. İnsanlığın, 7 asır önce aştığı bir konudur. Tabiidir ki, çağdaş değerde ürün üretemeyenler, ülkelerini yemek için birbirlerine geçmişi satacaklardır.”

 

“Kuran’ın her çağda geçerli olduğunu başkasına satar, ama kendisi neden kullanmaz?”  

“Bir kişi, başkasının dindar olmasını neden dert edinir?”

Dini sorunlar neden kitaplara başvurularak çözülmez? Neden her iki taraf da, duygusal zevklerini ve nefretlerini din diye halka dayatır?”

 

“Hele de devlet, milletinin dindar olması için neden uğraşır?”

“Devlet, hele de laik devlet, neden tek tip din anlayışını herkese dayatır?”

“Devlet neden ezan okur? Kabalık, hakaret ve suç sayılan bağırmayı ezanda neden kullanır? Allah ismini müzik malzemesi nasıl yapar?”

“Bir kişi, başkasının dinine ve donuna burnunu sokma hadsizliğinin hakkını ve yetkisini nereden alır? Böyle bir zihniyetin, özellikle akademiya olan kafa katmanında bu çağda olması bir ülke için en büyük felakettir ve ayıklanmaya aday olmaktır.”

 

Ayıklanacaksınız!

Bu yazıyı paylaş :

Yorumlar kapalı.