SİYASİ PARTİLERE HAZİNE YARDIMI

SİYASİ PARTİLERE HAZİNE YARDIMI

 

“Türkiye’de, kendi devletini yiyen devlet anlayışı  var.”

 

Devlet kurumlarının ve belediyelerin verdikleri milyarlarca liralık ihalelerle devleti nasıl yendiğinin haberlerini her gün medyada görmekteyiz. Ama haberi yapılmayan “Siyasi partilere Hazine yardımı” adlı bir yolla devleti yemenin konusunu ele alacağız.

 

2015

2015 yılında genel seçim olduğu için partilere yapılan yıllık yardımın üç katı bir yardım yapılmıştı. Partilere 2015 yılında toplam 531 milyon (yarım katrilyon) liralık yardım yapıldı.

Bu miktar partiler arasında şöyle paylaştırılmıştı: AK Parti 298 milyon TL, CHP 115 milyon TL, MHP 78 milyon TL. HDP milletvekilleri seçime bağımsız olarak girip sonradan grup oluşturdukları için bu seçimde devlet yardımından faydalanamamıştı.

2017

2017’de bütçeden siyasi partilere yapılan Hazine yardımı; 234.7 milyon TL oldu. AKP 119.3 TL, CHP 61 TL, MHP 28.5 TL, HDP 25.8 milyon TL yardım aldı.

 

2018

2018’de bütün partilere toplam 273.8 milyon TL. ödendi. 139.1 milyonu AKP, 71.2 milyonu CHP, 33.3 milyonu MHP, 30.1 milyonu HDP’ye yapıldı.

 

2019 yılında 772 milyon lira ödendi

Bu yıl yerel seçimlerin olması nedeniyle siyasi partilere hem normal yardım hem de seçim yardımı olmak üzere iki kat Hazine yardımı yapıldı. Böylece 31 Mart yerel seçimlerinin öncesinde AKP’nin kasasına 335.5 milyon, CHP’ye 178.5 milyon, HDP’ye 92.2 milyon, MHP’ye 87.5 milyon ve İyi Parti’ye 78.5 milyon olmak üzere toplam 772.3 milyon lira girdi.

 

2020 Yılında

2020 yılında siyasi partilere toplam 419 milyon 415 bin lira Hazine yardımı ödenecek. Hazine yardımında 182 milyon 206 bin lirayla en büyük pay AKP’ye gidecek. CHP’ye 96 milyon 951 bin lira, HDP’ye 50 milyon 99 bin lira, MHP’ye de 47 milyon 521 bin lira, İYİ Parti’ye 42 milyon 638 bin lira yardım yapılacaktır.

 

“Bir siyasi partiyi hem vatan düşmanı ilan edip hem hazine yardımı neden verilir?”

 

5 Yıllık Toplam

Siyasi partilere her yıl devlet bütçesinden yardım yapılıyor. Bu yardım, yerel seçim yapılan yıllarda 2 katı, genel seçim yıllarında ise 3 katı olarak gerçekleştiriliyor.

 

2019 yılının Parası İle gelecek 5 yıllık bir dönemde, alınan para şöyledir:

 

Yılda %20 artış yapılıyor. Enflasyon %10 söylenirken, neden %/20 artış yapılıyor? Her yıl %20 artışla beş yılda %100’lük artış yapılıyor.

 

5 yılda; sadece AKP 3 milyar (katrilyon) TL., CHP 1.5 milyar TL.’den fazla para alıyor. Diğer üç partinin her biri 700 milyon TL.. Beş yılda bütün partilere toplam 7 milyar TL Hazine yardımı yapılıyor.

7 milyar TL. para, 100 metrekarelik 70 bin adet dairenin maliyetidir. Ev alamayanlara her beş yılda 70 bin adet daire dağıtsa, birkaç dönemde evsiz kimse kalmaz bu ülkede.

 

Sonuç

Bir iş işletmeci 3 milyar kazanabilmesi için en az 30 milyar TL para işletmesi gerekir, riskleri, zararları ayrı. Ama siyasi partiler hiçbir risk ve zarar söz konusu olmaksızın net para elde ediyorlar. Bir siyasi parti, bir dönemde yüzlerce milyon liraya sahip oluyor ve hükmediyor. Ülkeye bir kuruş kazandırmadıkları halde. Hiç risksiz, net kar olarak bu para veriliyor. Harcanması ise kontrol edilmiyor. Harcamaları kontrol etmekten sorumlu Anayasa Mahkemesi, sadece faturaların naylon olup olmadığına bakıyor. Bir liralık işin on liraya yaptırılmış faturasına bakmıyor. “Koy fatura al para” sistemi uygulanmasına açık bir sistem.

 

Neden hiçbir siyasi parti, bu haksızlığın mücadelesini vermiyor? Haftada TBMM’de yarım saat lafebeliği konuşması yapmak için mi bu paralar veriliyor? Ülkeye ne kazandırılıyor?

 

Bu paralar neden veriliyor ve nereye harcanıyor? Partiler, milletvekillerin seçilme mutfağı değil midir? Neden milletvekilleri, seçildikten sonra kendi mutfaklarının masraflarını karşılamıyor? Her milletvekili ayda bin TL ödese, partisinin masrafları karşılanır. Ayrıca belediye başkanlığı ve milletvekilliği adaylarından binlerce lira para alınıyor. Ayrıca her başkan ve milletvekili adayı seçim masraflarını kendileri karşılıyorlar. Milletvekili maaşı ve Hazine yardımı almayan siyasi partiler, kendilerinin masraflarını kendileri karşılıyor. Bu durum, fırsat eşitliğine de aykırıdır.

 

“Türkiye’de devlet; hazır ve haksız nimet, nema ve kapital kaynağı olmaktan çıkarılmadığı sürece Türkiye ahlaken ve ekonomik olarak çağdaşlaşamaz.”

 

Mesela İngiltere gibi çağdaş ülkelerin siyasi partilere Hazine yardımı yapmadıklarının nedenleri üzerinde düşünülmelidir. Maalesef, Türkiye’de, haksız kazançla zengin olmak amacıyla, resmi, özel ve dini hazır para musluğu ele geçirmek mücadelesi veriliyor.

 

“Türkiye’de her çaba, kendi ülkesini yemek üzerine endekslidir.”

 

Yine maalesef camiler de bu para musluğu için kullanılıyor. Bir basit hesap yapalım: Türkiye’de yüz otuz bin adet cami vardır. Her camide her Cuma namazı sonrası para toplanmaktadır. Her camide bin lira para toplansa, haftada toplam yüz otuz milyon lira yapmaktadır. Ayda yaklaşık beş yüz milyon lira toplanmaktadır. Makbuzu, faturası ve hesap vermesi yoktur. Her ay beş yüz milyon liralık bir para musluğu. Cuma akşamları ve Cuma günleri beş milyon adet hoparlörle ortalığı yıkarcasına salaların okunması, milleti camiye getirmek ve bu parayı toplamak içindir. Camilerin elektrik, su, gaz ve temizlik gibi her türlü masraflarını devlet ödediği halde bu paralar neden toplanıyor? Kuran’da Cuma namazı için dahi “camiye, cemaate, hocaya koşulmasını” emreden bir tane dahi ayetin bulunmaması Cuma için bile sadece “Allah’ın zikrine koşun” demesi boşuna mıdır?

 

“Artık ibadetler Tanrı için değil, toplum ve para için yapılır hale getirilmiştir.”

 

Türkiye’de bu durumların sebebi, vahşi kapitalizm değil, ortaçağın vahşi burjuvazi sistemidir. Kapitalizm kural, ahlak ve kanunla iş yapma sistemidir. Ortaçağ burjuvazisinde bunlar yoktur. Türkiye’de devlet dahi, ortaçağ vahşi burjuvazi zihniyetiyle kendi milletini ve devletini sömürmektedir. Devlet, para cezalarını bile halkı için değil, halkını sömürmek için kesiyor.

 

Bu yazıyı paylaş :

Yorumlar kapalı.