İNSANLIK DEVLETİ

İNSANLIK DEVLETİ (State of Humanity)

“Artık insan yok, insanlık var.”

“İnsanlık devletinin kafa katmanını, mutlaka filozoflar ve biliminsanları oluşturmalıdır.”

 

Pandemi Devleti, Evren Devleti

“Tek devletin, süpergüç olmak istemesinin nedeni nedir?”

 

Artık dünya bir pandemi dünyası olmuştur. Pandemi; eski Yunanca pan; tüm ve demos; insanlar kelimelerinin bileşimi “tüm insanlar” anlamını ifade eder. Sadece hastalıklar için değil, tüm insanlığı ifade eden her durum için kullanılır. Pandemi demek, küresellik demektir. Koronavirüs nedeniyle dünyanın ve bütün insanların küreselleşmiş olduğu deneyimsel (bittecrübe) ortaya çıktı. Artık, dünyanın en ücra köşesinde ve bir tek kişide ortaya çıkan her türlü konu ve sorun, herkese bağı olan küresel özellikte olduğundan dolayı pandemiktir. Çünkü küreselleşen dünyada herkes herkesle bağlıdır artık. Pandemik sorunlarla, devletlerin kendi başlarına baş etmeleri mümkün değildir. Onlarla ancak bütün insanlık baş edebilir.

“Tüm insanlar için çağdaş insani değerleri uygulayacak bir insanlık devleti kurulmalıdır.”

 

Ulus Devletler

Artık insanlık, tek insan vücudu gibi olmuştur. Ulus devletler, insanlık vücudunun organlarına benzerler. Hiçbir organ tek başına bir şey yapamaz. Organların hepsi, tek vücut için çalıştıklarından bütün uluslar, tek insanlık için çalışan organlar olmalıdırlar. Şu anda ulus devlet olmaktan sadece yöneticiler kazanmaktadırlar. İnsanlar hiçbir şey kazanmadıkları gibi habire onlar için ödeme yapıyorlar. O nedenle evren devletine, ilk önce bu yöneticiler karşı çıkacaklardır. Ulusal hükümetler, insanlarını bir çeşit esaret altında tutuyorlar. Bütün insanların insanca hayat yaşayabilmeleri, bütün insanlığın ve dünyanın hatta evrenin yönetiminde söz sahibi olmalarıyla olanaklı olacaktır.

 

“Ulusal yöneticiler, ülkelerinin agaçkakanı fonksiyonunu görüyorlar.”

 

İNSANLIK DEVLETİNİN GÖREVLERİ

İnsanlık devletinin; insanlar için; biri orta ve uzun vadeli, diğeri gündelik, görevleri olmalıdır. Orta ve uzun vadede; insanlığın hedeflerini gerçekleştirmede gerekli olan; felsefi ve bilimsel çalışmaları yapmaktır.

 

Gündelik Görevler

Çağdaş İnsani Değerleri Uygulamak

Gündelik görev olarak; bütün insanların çağdaş insani değerlerle yaşayabilmelerini sağlamalıdır. İnsanlığın, Hümanizm ve Aydınlanma ile başlattığı ve çağımızda ulaştığı akıl çapıyla tanımladığı insanın; birey, adalet, eşitlik, demokrasi, özgürlük, insan haklarını içeren siyasal, ekonomik, kültürel, bilimsel, sağlık gibi ihtiyaçlarını sağlamalı ve yönetmelidir. Kişiler ve ülkeler arasında güçlü olmak kaldırılmalıdır. Ayırımcılığın her türlüsünü engellemelidir ki zaten kanunlarda yasaktır. Bütün dünyada, herkesin, siyasal, askeri ve ekonomik güvenliğini tehdit altında görmesini önleyip bütün insanların, “yaşama güvenliği”ni sağlamalıdır. Bu çağdaş insani değerlerin lokal devletler tarafından uygulanıp uygulanmadıklarını izlemeli ve onların ihlallerini önlemelidir.

 

“İnsani değerlerin zıddı bir hayat yaşamak bugünkü insanlığa hiç yakışmıyor.”

 

İnsanlığı ve Evreni Planlamak

Nüfustan ekonomiye ve dünyanın kaynakları, dünyadan uzaya kadar, insanlığın geleceği ile ilgili her türlü konuyu planlamak olmalıdır.

 

Üretimin Küresel Planlanışı

Üretimin küresel çapta planlanması gerekiyor. Çok para kazanmak amacıyla lüzumsuz tüketim yerine, insanların ihtiyaçlarını karşılamak esas olmalıdır. Her ülkenin üretmesi gereken malı ve miktarı belirlenmelidir. Böylece dünyanın sınırlı kaynaklarının tüketilmesi önlenmelidir. Artık, nasıl ki tapulu arazide bulunan yer altı kaynakları mülk sahibinin değil, devletin ise,  bütün dünyadaki yer altı kaynakları bütün insanların olmalıdır.

 

Küresel Nüfus ve İstihdam Planlaması

Her alanda tüketim yarı kapasiteye inecektir. Üretim de aynı oranda azalacaktır. Dolayısıyla devasa işsizlik doğacaktır. En azından mevcut nesil eriyene kadar, geçimleri sağlanmalıdır. Bu arada, mutlaka nüfus planlaması yapılacaktır.

 

“İnsan türünün tam güzelleştiği bir aşamada, artık insanlara çocuk yaptırılmayacak.”

 

Devletler Arası Rekabet

Neden Zengin ve Güçlü Olunacaktır?

Kişiler ve devletler neden çok para kazanmak ve zengin olmak isteyecekler? Bu sorunun cevabı belirlenmelidir. Güçlü devletlerin, zayıf devletlerin ülkelerini fethetmesi artık uluslar arası hukuk tarafından yasaklanmıştır. Artık “fetih” sistemi yoktur. Hiçbir devlet, başka ülkenin kaynaklarını bedava alamıyor. Artık “ganimet” sistemi yasaktır. İnsanlarını esir yapamıyor. Peki neden zengin ve güçlü olmak isteyecekler? O nedenle devletlerarası rekabet, kişiler arasındaki gibi, anlamsızdır. Artık, çok kazanıp zengin olmak amacıyla iş yapılamaz.

 

KURUMLARI

Uluslarüstü Kurumlar

Küreselleşmenin tamamlandığı, devletlerarası hatta milletler ve insanlar arası bağımlılığın tam oluştuğu görülmüştür. Artık bütün dünyayı ve insanlığı birkaç devlet değil, bütün milletlerden oluşan bir merkezi yönetim yönetebilir. Bu merkezi yönetim olan “İnsanlık devleti”nde; bir devlette bulunan bütün resmi örgütlerin hepsinin “uluslarüstü örgütler” şeklinde kurulması gerekir. Yasama, yürütme ve yargı erkleri bulunmalıdır. Yasa yapan kendi Meclisi olmalıdır. Bu, “Uluslarüstü Güçler”; ulusal devletlerin egemenlik yetkilerini sınırlama gücüne sahip örgütler olmalıdırlar.

 

Devletlerüstü Hukuk

Uluslarüstü hukuk; tüm devletleri bağlayıcı hukuk sistemi ve kurallarıdır. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”, bölgesel düzeyde buna örnektir. AB yasalarının, bütün üye ülkelerinin Anayasalarının üzerinde otorite sahibi olmaları ve bütün ülkeleri bağlayıcı olduğu gibi, “uluslarüstü yasalar”ın ve “hukuk sistemi”nin de aynı otoriteye sahip olmaları gerekir ki zaten bazı alanlarda bu mevcuttur: “Dünya Sağlık Örgütü”, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi”, “Uluslararası Adalet Divanı”, “Uluslarüstü Mahkemeler” gibi.

 

Uluslarüstü Sivil Toplum Örgütleri

Mesela, insan hakları üzerine çalışmalar yürüten bir sivil toplum örgütü olan “Uluslararası Af Örgütü” gibi, şu anda uluslarüstü çalışan bütün sivil toplum örgütlerini bünyesine almalıdır.

 

Tek Ordu

Dünyanın düzenini sağlamak amacıyla bir tane dünya ordusu olmalıdır. Devletlerin orduları lağvedilmelidir. Böylece devletlerin, silahlanma yarışına girerek dünyanın kaynaklarını lüzumsuzca tüketmeye gerek kalmayacaktır. Ülkeler neden ordu edinirler? Ya bir saldırıya karşı kendilerini savunmak ya da kendileri saldırmak için. Saldırılar ortadan kaldırılınca orduya gerek kalmayacaktır. Artık ülke fethetmek uluslarası hukukta yasak olduğundan hiçbir güçlü ülke başka ülkeyi ele geçiremez. Başka ülkenin doğal kaynaklarını da ücret ödemeksizin ganimet olarak gasp edemez. Ekonomik ya da başka hiçbir nedenle saldırı savaşı yoktur. Sadece saldırıya karşılık vermek amacıyla savunma vardır. O halde niçin güçlü ordulara sahip olunacak?

 

“İnsanlar, başından beri şimdiye kadar hiç rahat hayat yaşamadılar. Belki insanlık devleti sayesinde, bundan sonraki insanlar, gerçek insani rahat hayat yaşayabilirler.”

 

“Fakat insanlık; insanlığa hiçbir katkısı bulunmadığı halde sadece yaşamak için insanlığın icatlarının tüketicisi olan insanları artık sırtında taşımayacaktır.”

 

Kitap

Jean-Jacques Rousseau (1712-1778)

Kitabı: “Julia ya da yeni Heloise” (Fr. Julie ou la Nouvella Héloise). Bir filozofun yazdığı, gerçeğe dayanan aşk mektuplarının romanıdır.

 

Müzik

Koronavirüs Hatırasına

TSM

Haber gelmez gönül virane kaldı

 

Haber gelmez gönül virane kaldı

Ne sabra mecâl var ne takât kaldı

Yâdınla teselli daha ne kaldı

Üç beş gün ömür var daha ne kaldı.

 

 

 

 

Bu yazıyı paylaş :

Yorumlar kapalı.