BURJUVAZİ ve KAPİTALİZM

BURJUVAZİ ve KAPİTALİZM

“Kapitalistler iş yapmak için para, kişisel iş yapanlar para yapmak için iş yaparlar.”

 

İnsanlık, çağımıza gelinceye dek sırasıyla şu üç çeşit iş yapma sistemini geçirmiştir:

  1. a) Köle-efendi sistemi. İnsanlığın başından beri vardı. MS. 10. asra kadar geçerli sistem idi.
  2. b) Serf-lord; feodalite sistemi. Feodal sistem; MS. 5. asırda Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla ortaya çıkmış olsa da, bu düzenin kurumsallaşıp tipik şeklini alması 9. ve 10. yüzyıllara kadar sürmüştür. Fransa, feodalizmin anavatanı sayılır.
  3. c) İşçi-patron; kapitalizm sistemi, 16. asırda ortaya çıkmaya başlamıştır.

 

BURJUVAZİ

Burjuva; köylü, işçi ya da soylu sınıfına dahil olmayıp, sosyal statüsünü ve gücünü, eğitiminden, işveren konumundan ve zenginliğinden alan kentli kişidir. Bu kimselerin oluşturduğu sosyal sınıfa burjuvazi denir. Türk Dil Kurumu burjuvaya “kentsoylu” diyor. Burjuva kelimesi, Fransızcada 1560’larda “orta sınıf” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Eski Fransızca “burgeois” kelimesi, “şehirde yaşayan” anlamına gelir. Şehir, “suriçi” demekti. Burjuva kelimesinin kökeni, Latince burgus (kaleiçi) sözcüğüne dayanır. Ortaçağ Avrupa’sında şehirler surlarla çevrilirdi. Köylüler çoğunlukla surların dışında yaşarlardı. Burjuvalar ise surların içindeki şehirde yaşarlardı. Burjuva, ülke dışından getirilen malları, ülke içinde satma ticareti yapar ve tüccarlıkla ülke içerisinden para kazanarak zengin olurdu. Kapitalizm ise ülkeye üke dışından para kazandırmaktır.

 

“Burjuvazi, kişisel iş yapma ve zengin olma sistemidir.”

 

Kişisel İş Yapma Sistemi

Geçimlik Ekonomi

Kapitalizme kadarki ekonomik sistem; kişisel yapılan geçimlik ekonomi sistemiydi. Yiyecek ve giyecek maddeler, üretenler tarafından tüketilmek üzere üretilirlerdi. Ender olarak ihtiyaç duyulan maddeler dışarıdan alınırdı. Ticaret zayıf olduğu için fazla üretmeye gerek yoktu. Üretici, tüketeceği kadar üretir, bu nedenle Pazar için üretim çok azdır. Bu sistemin adı, geçimlik ekonomidir.

 

Kişisel Zengin Olma Sistemi

Ticaret Burjuvazisi

Burjuvazi, kişisel zengin olma sistemidir. Bu da genellikle ticaret yapmakla olurdu. Nitekim öyle olmuştur. 13 ve 14. asırlardan itibaren feodalizm çözülme yoluna girer. 15. asırda Avrupa’da coğrafi keşiflerin başlamasıyla birlikte Amerika, Afrika ve uzak doğu Asya’ya sağlanan deniz ulaşımı sayesinde küresel ticaret başlar. Böylece soylu sınıfların konumu sarsılmaya ve ticaret yoluyla zenginleşen yeni ticaret burjuvazisi ve tüccar burjuva sınıfı yükselmeye başlar.

 

Bu ticaret yoluyla elde edilen servetler, kapitalist sermaye birikiminin temelini oluşturdu. Burjuvazi sistemi feodalite ile kapitalizm arasında bir ara aşamadır. Burjuvazide işletmeler kişilerindir. İşletmeler, işletmenin sahibi olan tek kişi tarafından yönetilir. Kapitalizmde ise işletmeler kurumlarındır. O nedenle ortaçağ tüccarlarının isimleri bilinir ama kapitalist sistemde işletmelerin sahiplerinin kim oldukları bilinmez. Çünkü işletmeler şirketlerindir ve tek kişi tarafından değil, kurullar tarafından yönetilirler. Ama Türkiye’de sözümona kapitalist işletmelerin sahipleri bilinir çünkü işletmeler formalite icabı kurumsaldır, realitede kişinindir.

 

“Burjuvazi, kişisel iş yapma ve kişisel zengin olma sistemidir.”

KAPİTALİZM

Burjuvazi, kapitalizmi doğurmuştur. Kapitalizm, serbest piyasa ekonomisi olarak 16. yüzyılda doğmuştur. Kapitalist ekonomi pratiği Avrupa’da 16-19. yüzyıllar arasında kurumsallaşmıştır ama bazı niteliklerine İlk Çağ’da da rastlanabilir, Orta Çağ döneminde de tüccar kapitalizminin erken biçimleri ortaya çıkmıştır. Feodalizm sona erdiğinden beri kapitalizm dünyadaki egemen sistemdir. Bütün dünyaya İngiltere başta olmak üzere Avrupa’dan yayılmıştır.

 

“Kapitalizmde fiyatları hükümetler değil, piyasalar belirler.”

 

Kapitalizm; sermaye birikimi ve yatırımcılıktır. Aslında paradan daha çok sermaye önemlidir. Para, yatırım sermayesi görevini görüyorsa değerlidir. Aksi takdirde değerli değildir. Kapitalizm; kişisel zengin olma sistemi değildir, büyüme sistemidir. O nedenle kişisel değil, ulusal ve küresel ekonomik sistemdir. Kapitalizm; mal ve hizmetlerin pazarda satılmak amacıyla üretilmesidir. Kapitalist piyasa ekonomisinde, karar verme ve yatırım finansal ve sermaye piyasalarındaki üretim faktörlerinin sahipleri tarafından belirlenir. Malların fiyatları ve dağıtımı ağırlıklı olarak piyasadaki rekabet tarafından belirlenir.

 

 “Kapitalizm; kişisel zengin olma değil, kurumsal iş yapma ve büyüme sistemidir.”

 

Kapitalist ekonomi sisteminde ülkedeki paranın hepsi, ekonomiye likidite olarak yatırım halinde katılmak zorundadır. Kapitalist sistemde, o nedenle zengin olup paraların atıl bırakılmasına yer yoktur. Bu durum tıpkı, vücuttaki kanın kavanozlarda parçalar halinde vücut dışında tutulması gibidir. Bir bedenin ihtiyaç duyduğu kanın hepsi bedene sağlanmalıdır. Vücutaki kanın miktarındaki her azalma vücudun kansızlığına neden olacak ve vücut sağlıksız kalacak ve tam fonksiyon göremeyecektir. Kapitalizm sisteminde de yatırım dışında tutulan ülkenin her kuruşu ekonomik sistemin sağlıksız işlemesine neden olacaktır.

 

“Kapitalis sistemde kişisel zenginliklere yer yoktur.”

 

Kişicilik ve Kapitalizm

Kapitalizmde, burjuva sisteminin aksine, ekonomik işletmeler bir kişinin değil, hissedarlarındır yani toplumundur. Bu nedenle kapitalizm nasyonal sistemdir. Nasyonallik, işletmelerin hisselerinin borsada halka satılmasıyla sağlanır. Dolayısıyla kapitalist işletmeler işletmenin sahibi tarafından değil, yönetim kurulları tarafından yönetilirler. Hatta işletmelerin sahiplerinin isimleri de pek bilinmez. Mesela küresel şirketler olan Shell, Siemens, Bosh vs. gibi işletmelerin sahiplerinin adlarını bilen yoktur. Ama Türkiye’deki işletmelerin sahipleri bilinir. İşletmelerin sahiplerinin isimlerinin bilinmesi, burjuvazi sisteminin özelliğidir.

 

Kapitalizm Ahlakı

Kapitalizm kişisel zengin olma değil, kurumsal büyüme sistemidir. Temelini Max Weber (1864-1920)’in attığı Asketik Protestanlık Ahlakından alınan Kapitalizm ahlakının Özellikleri şunlardır: Çok çalışmak, çok kazanmak, az harcamak, yatırıma dönüştürmek, sürekli üretmektir. Görüldüğü üzere zengin olmak ve çok harcamak yoktur.

 

“Burjuvazi para kazanmak için iş yapar, kapitalizm iş yapmak için para kazanır.”

 

Kapitalizm ve İstihdam Yaratmak

Sosyalist ve komünist ekonomik sistemlerde ülkenin işgücüne istihdam yaratmak devletlerin ve hükümetlerin görevidir. Çünkü işletmeler devletindir. Fakat kapitalist sistemde istihdam yaratmak, hükümetlerin değil işletmelerin görevidir. Çünkü devlet ekonomik işletme işletmez. Bu nedenle bir ülkedeki ekonomik işletmelerin her yıl, yeni gelen işgücü miktarınca büyümeleri gerekir. Türkiye bağlamında hesap yaptığımızda, yeni gelen işgücüne istihdam yaratabilmek için işletmeler her yıl %4 büyümelidir.

 

“Kapitalist ekonomik sistemde işsizlikten devlet değil, işdünyası sorumludur.”

 

Kapitalist sistemde devletin ve hükümetin görevi, iş dünyasına müdahale etmeyip, işletmeleri izleyip büyüyüp büyümediklerini tespit etmektir. Büyümeyenlerin neden büyümediklerini tespit edip büyümeleri için gerekli olan devlet tedbirlerini almaktır. Fakat Türkiye, görünürde kapitalist ama perde arkasından komünist ve sosyalist ekonomik sistem uygulamaktadır. Çünkü devlet ve hükümet, iş dünyasının el değiştirmesine, yeni işletmelerin doğmasına müdahale etmekte, bazı işletmelerin batmasına sebep olabilmektedir.

Endüstri Devrimi

Kapitalizm, çağdaş düşünme biçimiyle birlikte vardır. Çağdaş düşünmede en önemli boyut, sistematik beşeri aklın egemenliğidir. Çünkü kapitalizm; 14. asırda başlayan Rönesans, Reformasyon, Aydınlanma ve bilim gibi yeniliklerin düşünme yapısında yaptıkları köklü ve geçmişte emsali olmayan değişimlerin, geçmişten köklü kırılma ve kopuşların ürünüdür. Bu yenilikler de 18. asrın ikinci yarısından itibaren “Endüstri Devrimi”ni doğurmuştur. İlk endüstrileşen ülke İngiltere olmuştur.

 

“Kapitalizm, küresel para kazanmayı gerektirir.”

 

Kapitalizm, ülkeye ülke dışından para kazandırmayı gerektirir. Ülke içinde para kazanmak esnaflık ve burjuvaziliktir. Şimdi bu aşamalardan geçip gelişmeden çağımızın düzeyine nasıl gelinecek? Üstelik halen de bu aşamalara karşı direnilmektedir. Kapitalizm, küresel bir sistem olduğundan kendi lokalitesinin kültürünü, hümanzmini, aklını ve düşünmesini aşamayan kişilerin ve toplumların, halk tabiriyle; yiyebileceği bir nane değildir.

 

“Kapitalizm, bir küresel sistemdir.”

 

Düşünme Biçimi ve Kapitalizm

Kapitalizm öncesi ekonomik ssitemlerin yürürlükte olduğu devirlerde tanrısal ve dinsel düşünme egemen idi. Yani efendi-köle ekonomik sistemi tanrısal düşünme biçiminin olduğu dönemde yürürlükte idi. Bu nedenle efendi-köle ilişki sistemindeki hiyerarşi, tanrı-insan sistemine taşınmıştır. Kapitalizme kadarki devirlerde tarım sistemi ve toplumu vardı. Bu geleneksel tarım toplumlarında insan ilişkilerini düzenleyen kurallar yani hukuk sistemi, Tanrısal kökenli kabul edilmiştir. Dolayısıyla Tanrısal hukuk sistemi, ancak kişisel iş yapmak olan tarımcılık ve ticaret gibi tek boyutlu sistemler için yeterlidir.

 

Kapitalizmin doğuşundan önceki devirlerde geldiklerinden Semitik Kutsal Kitaplar; Kapitalizm gibi, geçmişten tamamen farklı, kompleks, karmaşık ve çok boyutlu sistem için yetersiz kalmışlardır. Tarım döneminin yasaları Tanrısal sayıldıklarından değiştirilme ve kapitalizm gibi yeni sisteme uyarlama imkansızlığı ortaya çıkmaktadır.

Bu yazıyı paylaş :

Yorumlar kapalı.